Ne üstü kapalı yazmasını severim, ne de eleştireceğim kişinin yüzüne söyleyemeyeceklerimi kaleme alırım. Ne kimse gibi rehberimde bile olmayan birisine WhatsApp durumundan mesaj gönderirim, ne de ''Görsün'' diye de o durum mesajını elden ele dolaştırırım.
Buradan okuyucularıma, gazeteciliğin nasıl olacağını da anlatmak çok mantıklı değil ama 2-3 satır yazmak zorundayım.
Gazeteci eleştirmez diye bir şeyde yoktur.
Gazeteci eleştirendir.
İyi yapılanı taktir etmekte onun görevidir, kötü yapılanı eleştirmekte.
Hatta gazeteci taraflıdır.
Haklının tarafındadır.
Şehrinin tarafındadır.
Halkının tarafındadır.
Ayrıca;
12 yaşından başlayan gazetecilik hayatım var. 18 yaşından beri gazeteciliği meslek edinen ben;
2'si gazetecilik ve televizyonculuk üzerine diğeri ise Spor Bilimleri alanında 3 üniversite mezunuyum.
Dahası, şuan da Yüksek Lisans yapıyorum.
Yani bu mesleğin hem alaylısı, hem mekteplisi, hem de akademilisiyim..
Kocasını/ailesini dolandırıp patron olanlardan değilim.
Ne kazandıysam bu meslek sayesinde kazandım. Ne kaybettiysem de, bu meslek yüzünden kaybettim.
Birilerine isim vermeden, üstü kapalı mesaj vermekte söylediğim gibi benim etik değerlerime aykırıdır.
Lafı çokta uzattım. Sıkmadan esas meseleye gelecek olursam;
Sayın Berna Gözbaşı..
Ben yazınca, aramadığınız kişi kalmıyor ya!
Hah!
İşte o kişilerin hatırını kullanıp, benden eleştirimi sonlandırmamı isterken, araya koyduğunuz isimlerin kredisini de bitirdiniz.
Kalibrenizi zorlayarak girdiğiniz bu yol, sizi çok yoracak. Bana küfür ettirmek, beni tehdit ettirmek; ancak sizin gibilerden beklenecek bir durum.
Ne korktum, ne alındım.
Yine de, bu yaptığınızı aldım, kabul ettim.
Ama artık, ''Lütfen onu, bari silsin. Bunu, bari kaldırsın'' devri bitti.
Bir tanesinin çıkıpta, kendi ailesinden bir bireyin mesleğini ifşa ettiği lafa alınacak değilim.
Bir lafa bakarım, bir de o lafı edenin sahibine!
Bana küfür edecek kişinin yüzüme söyleyecek yüreği yoksa, ismimi yazacak yüreği yoksa; adamlığı da yok demektir.
Adam olmayan birinin de sözlerini sadece sizin yalaka cenahınız ciddiye alır.
Çünkü beklentisi vardır sizden.
Sizden tek beklentim ve beklentimiz gölge etmemenizdir!
Bu şehre, bu takıma verdiğiniz zararlar ortada. Hala manşetleri süslüyor.
Kayserispor üzerinden yaptığınız hesap her ne ise, o hesabı daha önce istişarelerde bulunduğunuz Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ile yineleyebilirsiniz.
Haaa!
İlla bir şey yapacaksanız;
Çıkın ve Kayserispor Token olayını tüm şeffaflığı ile, belgeleriyle açıklayın.
Çıkın ve benzin istasyonu olayını tüm şeffaflığı ile, belgeleriyle açıklayın.
Çıkın ve TFF Başkanı'na, Spor Bakanı'na, diğer kulüp başkanlarına Kayserispor'u şikayet ettiniz mi onları açıklayın.
Çıkın ve Ali Koç ile olan dostluğunuzun temlik olayına nasıl yansıdığını tüm şeffaflığı ile açıklayın.
Çıkın ve kızınızın Koç Üniversitesi'ne nasıl yerleştiğinin başarı hikayesini açıklayın.
DEİK'teki stratejik görevinizi açıklayın.
Bizde bilelim.
Ama, bir daha beni ortak dostlara aratmaya kalkmayın.
Beni arayacak kişi bu saatten sonra, sadece ve sadece o WhatsApp paylaşımının sahibidir.