''Düştü'' denilen Kayserispor için bugün ''Bu takım düşmez'' deniyorsa, ''Kayserispor bu şehrin bayrağıdır. Düşemez'' deniyorsa.. Bu bir başarıdır..

Siyahtan beyaza böyle hızlı bir geçiş olamaz.
Renk geçişlerinde arada tonlar olur.
Koyu gri, gri ve sonra beyaz diye..

Biz siyahtan, beyaza 1 günde geçtik.
Sergej Jakorovic'in gelişiyle..


Adam bir geldi, fırtına boran bitti. Her yer bahar havası oldu.
Hissedilir soğukluğun eksi 7-8 derecelerde olduğu bir Göztepe maçını, sanki Eylül ayında gibi izledik.
Hop oturduk hop kalktık.

4 haftada 8 puan topladı. 2 Galibiyet, 2 beraberlik.
Ne beraberliklerimiz, ne de galibiyetlerimiz çantada keklik değildi.
Bizimle oynamak için sahaya çıkan 4 takımda, kesin 3 puan diye hesaplıyordu Kayserispor'u.
Bugün geldiğimiz noktada, tıpkı eskiden olduğu gibi Kayseri deplasmanı da, Kayserispor takımı da artık çantada keklik değil.

Yıllar önceki Kayserispor gibi.
Bu ligde liderlik bile yapmış o Kayserispor gibi.


En kötüsü dediğimiz, saç baş yolduran Attamah, Göztepe maçının bana göre en iyisiydi. 
Diğer oyuncular da öyle.
Ama Attamah, resmen maçı kurtardı.

Düne kadar bu oyuncularla lig nasıl bitecek derken, bugün seyir zevkiyle taraftarı mest eden bir takım izledik.
Düne kadar lig bitse de, şu futbolculardan bir kurtulsak, hepsinin sözleşmesini feshetsek derken, bugün sezon sonu bu oyuncuları satışa çıkartsak, herkes kapışır der olduk.
Tüm bunlar elbette Sergej Jakorovic'in başarısı.

Ama daha önce hakkını teslim etmemiz gereken esas merci Kayserispor Yönetimi..

Başkan Nurettin Açıkalın ve onun en son dönemlerdeki en yakını Rıza Erkut Yurdemi.
Paraları var, itibarları var. Hırsları var.
Ve hepsini de Kayseri şehri için, Kayserispor için resmen seferber ettiler.

Kim, 3-5 ayda bitik ve kimsenin şans bile tanımadığı bir takıma 200-250 milyon harcardı  ki..
Bu ikiliden başka..
Delilikten başka bir şey olamaz bu.
Zaten siyasiler de, ''Kayserispor'u canımdan çok seviyorum'' diyenlerde bu yüzden kaçmadı mı?
''Bu takım servetimizi yer'' diyerek uzaklaşmadı mı?
200-250 Milyon TL Süper Lig'de bir takımın yarım sezonluk masrafıyken, hiç bir geliri olmayan Kayserispor'un 3-4 aylık gideri değil mi?

Ve bu paraları Nurettin Açıkalın ve Rıza Erkut Yurdemi verdi.
Vermeye de devam ediyor.
Esas delilikleri verdikleri para da değil.
Bu ateşten gömleği giymek için 1 saniye bile tereddüt etmemeleri.

Ve bugün gelinen noktada, başardılar.

Düne kadar tüm yöneticilerinin o veya bu sebepten görevini bıraktığı takıma yepyeni bir yönetim dizdiler.
Tek tek sorguladım. Araştırdım. 

Her birisi kendi çapında bir deli.

Daha 3 gün öncesine kadar Kayserisporlu yöneticilere 60 Milyon Liralık borç yüzünden SGK işlem başlatmışken hangi ticaret erbabı bu takım için yönetici olur ki?
Yarın aynısının kendi başlarına gelmeyeceği ne malumken !
Geçmişte bu denli fahiş rakamlar yokken 60 milyon oluyorsa SGK..
Günümüzde 600 Milyon olur, 1 Milyar olur.

Bu paralar bir kaç yöneticiyi değil. Tüm yönetim kurulunu aynı anda batırabilecek bir tutarken, sil baştan bir yönetim dizildi.
Ama her biri 60 değil, 600 değil, 6 milyarın bile olsa altına gözü kapalı kabul etti.
Etti ki yönetime girdi.

Ve her biri, Kayseri için Kayserispor için yıllardır tırnaklarıyla kurdukları işlerini, servetlerini ve bu yüzden belki de gördüklerinden geri kalacakları için ailelerini riske atarak yönetici oldu.
Bence bu da bir yönetici başarısı.
Bir Nurettin Açıkalın başarısı.
Kendisine inanan bir hocadan sonra, bir de yönetim dizdi.

Ve bugün gelinen noktada, Kayserispor artık kaosun değil, gücün adı oldu.
Nurettin Açıkalın'ın da dediği gibi, ''Kayserispor bu şehrin bayrağıdır. Düşemez'' sözlerini benimseyen bir çok ismin toplanma merkezi oldu.

Bu durumun bir de bence herkesin gördüğü halde, perde arkasında nelerle mücadele ettiğini bilmediği bir Baki Ersoy gerçeği de yok sayılamaz.
Bu saatten sonra, olmaz da..
Olsa bile, bunca güzel şeyi yaşattıktan sonra Kayserispor küme düşse bile gam yemem.

Payı olanların eline ve emeğine sağlık.