Kayseri Büyükşehir Başkanı Memduh Büyükkılıç, Ak Parti Kayseri İl Başkanı Fatih Üzüm ve Ak parti Kayseri Milletvekili adayları Hulusi Akar ile birlikte Gazeteciler Cemiyetini ziyaret etti.

Kayseri Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Metin Kösedağ, Kayseri medyasının kendi bölgesinde diğer illere göre ‘tek gazeteciler cemiyeti’ olan bir kent olduğunu vurguladı ve şunları söyledi: “Sayın bakanımızı Gazeteciler Cemiyeti’nde ağırlamaktan şeref duyuyoruz. Kayseri Gazeteciler Cemiyeti 1980 yılında kuruldu. Bugün 43 yaşında. Gazeteciler Cemiyeti’nin, yaklaşık 215 tane üyesi var, hali hazırda da sahada 500’e yakın medya mensubu var. 5 tane günlük yayın yapan gazete, 11 tane IP uydu ve karasal olmak üzere 11 tane televizyona, ayrıca 12 tane radyo frekansına, 20-30 arası internet haber sitesine sahip bir Kayseri medyası var. Kayseri medyası kendi bölgesinde diğer illere göre, daha güçlü tek gazeteciler cemiyeti olan kentimiz. Örneğin, Niğde Kayseri’nin dörtte biri olmasına rağmen 4 tane Gazeteciler Cemiyeti var. Biz bu anlamda birlikteliği sağlamış bir cemiyetiz. Medyanın problemleri var. Tabii ilerleyen dönemlerde de bu konuyla ilgili kapınızı çalacağız. Bugünde sizi burada ağırlamaktan son derece mutluyuz” ifadelerinde bulundu.

AK Parti Kayseri 2. Sıra Milletvekili Adayı Ayşe Böğürler de, Gazeteciler Cemiyeti’nde bulunmaktan büyük şeref duyduğunu belirterek, AK Parti’nin 2023 politikalarının mevcut olduğunu, bundan sonraki stratejilerini ve Kayseri’ye yapacakları hizmetleri konuşmak için buraya geldiklerini söyledi. Böğürler, medyanın gücünün ve medyanın öneminin ne kadar değerli olduğuna da değindi.

Hulusi Akar, basının, modern zamanın günlük hayatın olmazsa olmazı olduğunu söyledi. Basının, demokrasinin temel öğelerinden biri olduğunu belirten Akar, basının yapacağı görevlerin çok önemli hale geldiğini ifade ederek, medya mensuplarını başarılarından dolayı kutladı.

Gazeteciler Cemiyeti’nde konuşan Akar,” Demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından biri oldu basın. Basının gücü ve basının yapacağı görevler çok önemli hale geldi. O yüzden basınımızın yaptığı önemli görevler var. Burada kamuoyunun aydınlatılması, insanların gerçeklere ulaşabilmesi, gerçekle kamu arasında iletişim kurulması ve bunların sağlanması çok önemli. Gerçekten buna ihtiyaç var. Olayların anlaşılması, anlamlandırılması, bilinmesi, herhangi bir şekilde keyfiliğin olmaması basının görevi... Bu haklarının da meslek ilkeleriyle ve ahlak esaslarıyla da çerçevelendirilmesi gerekiyor. Bu genel bir husus bütün dünya için, basının da kendini sınırlaması gerekiyor. Bizim bir ülkemiz ve milletimiz var ve bunların da bir savunma güvenlik ihtiyacı var. Refah ve beka hakkı var. Dolayısıyla bayraktan, vatandan, Cumhuriyetten yana olacağız. Tarafsızlık dediğimiz şey, olayı objektif görmek ve değerlerimizden de vazgeçmemek demek” dedi.

Bakan Akar, Ermeni meselesinde de basının dirayetli olması gerektiğini belirterek, “Örneğin bir Ermeni meselesi var. Basının bu konuda dirayetli, planlı, bilgili olması lazım. Biz Allah selamet versin, Nisan’ın 23-24’üne kadar bekliyoruz ve 3 günlük bir gündem maddemiz var bizim. Çeşitli ülkelerden çeşitli basın unsurlarında bazı haberler çıkıyor, bazı kararlar alınıyor. 2 gün sonra unutuyoruz. Bu mesele bir milli davaysa bizim milli meselemizse bizim bu konularda bilgimizi ve görgümüzü arttırmamız lazım. Çalışmalarımızı yapmamız lazım ve bununla ilgili bütün eylemler, söylemler ne ise bunları basın olarak yapmamız lazım ve ya yapması gerekenleri de uyarmamız lazım. Bizim başlatıcı rolü oynamamız lazım. Dezenformasyon, iftira ve yalan meselesi maalesef sık sık gördüğüm olaylardan biri. Bu konuda da çok hak ve hukuk meselesi var. Bizim de burada şunu yap, bunu yap diye şikayette bulunmak yerine yine bizim yerli ve milli basınımızın bu konuda da tepki vermesi lazım. Yani bunların doğrusunu çıkarması lazım” sözlerinde bulundu.

Yunanistan ile, problemlerin çözümün konusunda samimi ve ciddi olduklarını söyleyen Bakan Hulusi Akar, “Yakın zamanlarda bir hudutlar konusu var. Bir fotoğraf çıkıyor, bir film çekiliyor ve bir video konuluyor. Aslına bakılınca bir şey yok ama bunun üzerine de muhakeme yapılıyor. Bunun üzerinden haberler geliştiriliyor. Bu manada da basın mensuplarının görevleri önemli. Biz Yunanistan’la problemlerimizi hukuk içerisinde çözmeye çalışıyoruz. Bu konuda çok samimiyiz ve çok ciddiyiz, istekliyiz. Bunu yapmaya çalışıyoruz. Ege Denizi ‘dostluk ve barış denizi’ olsun. Buradaki zenginlikler taraflarca adil bir şekilde paylaşılsın. Asıl konu bu, hal böyleyken bir şekilde dezenformasyon var. Tam hatırlamıyorum bundan 3-5 sene önce Yunanistan televizyonunda bir video gösteriliyor. Videoda da bizim birlikler var, çıkarmacılıkları var. Çıkarmaya gidiyorlar. Türkler adaya geliyor diye çıkardılar ve o kadar ciddiye alıyorlar ki adalar boşaldı diyorlar. Ana karaya gitti diyorlar. Bu video ise bizim 10-20 sene önce yapılmış olan bir tatbikattaki normal yayınladığımız bir video. Bu konularda uyanık olmamız lazım. Hak ve hukuku tesis edebilmek için de bilgili olmak ve güçlü olmak lazım. Biz yerli ve milli olanın yanındayız. Bu bayrak bizim bayrağımız. Bunun için yapmamız gereken ne varsa yapacağız inşallah” diye söyledi.