Her şey, aslında Berna Gözbaşı'nın gidişiyle başladı.
Kayserispor bir anda Cadı Kazanına döndü. Bir bir bırakan yöneticiler, peşine lig biter bitmez tek tek kulüpten ayrılan futbolcular ve sonra da Çağdaş Atan..
Çağdaş Atan'ın gideceğini haftalar hatta aylar önce yazan meslektaşlarım olduğunda, Ali Çamlı ''Çağdaş Hoca hiç bir yere gitmez. Gidemez'' gibilerinden konuşmuştu.
Ama bir gün geldi ve Çağdaş Atan'ın kulüpten ayrıldığını duymadan, Başakşehir ile anlaştığını öğrendik.
Ve sonra olanlar oldu.
Yok transfer tahtası, yok Çağdaş Hoca'nın ihaneti derken Ali Çamlı kendini hep sütün ta kendisi gibi gösterdi.
Herkes, transfer tahtası açılsın diye varını yoğunu seferber ettiğini düşündüğü Ali Çamlı'ya inandı.
Taa ki, Başakşehir maçı sonrası konuşan Çağdaş Atan'a kadar.
''Her hamlemin, attığım adımın raporunu veriyordum. Ben ihanet etmedim'' diyen Çağdaş Atan, Kayserispor kamuoyunun önüne Ali Çamlı'yı attı.
Bir dönem Kayseri'nin en köklü camilerinin birinde imamlık yapan, ardında milyonlarca insanın namaz kıldığı Ali Çamlı, bir anda hedef tahtasına oturdu.
O da kendi bildiği yöntemle, sütten çıkmış ak kaşık olmadığını. Aksine sütün ta kendisi olduğuna herkesi inandırmak için değişik yollara başvurdu.
Önce Berna Gözbaşı'nın Kaysersipor için verilen benzinlik istasyonunu kendi zimmetine geçirdiği yönünde bir takım haberlerin çıkmasına müsaade etti ya da göz yumdu.
Her ne kadar bu olaylardan haberinin olmadığını söylese de, şahsım ve benim gibi düşünen bir çok Kayserispor sevdalısı da buna inanmadı.
Ama, haberin gerçekliği yada gerçek olmadığı daha önemliydi.
Kayserispor'a milyonlarca dolar hibe etmiş Berna Gözbaşı ise bu söylemlerin yalan olduğunu söyledi. Berna Gözbaşı'na yakın bir çok kaynak ise bu söylentileri Ali Çamlı kaynaklı noktalarca çıktığını ifade etti.
Ve ilk soğuk savaş böylece başladı.
Eminim Berna Gözbaşı'da bu duruma karşılık bir hamle yaptı. Onun da yakında dedikodusu nasılsa çıkar.
Sonra da Ali Kaynar vakası yaşandı.
Ali Çamlı bir tv kanalında Berna Gözbaşı'nın tam bir Kayserispor aşığı olan gurbetçi iş adamını yönetime yazdı. Kayserispor Store'den de onu sorumlu tuttu. O kişi Ali Kaynar'dı.
Bir dönem de Ali Çamlı ile yönetimde yer alan kişi.
Şimdi de hedefte o var. Binlerce Euro'ya satılan formaların gelirini zimmetine geçirdiği, kendi şahsi hesaplarına aktardığı yönünde bir iddia ortaya attı.
Ali Kaynar ise bu duruma cevap verdi, savunmasını yaptı.
Haklı da olsa, haksız da olsa elbet kendini haklı gösterecek ifadelerde bulunacak. Bu normal.
Haklı mı haksız mı bilmem.
Bildiğim bir şey var, o da bu hamlelerin başka amaçlarla yapıldığı yönünde.
Kim maddi zorluklar çeken bir kulübün parasını yer, kim o paraya göz diker haram olsun.
Kim 3 kuruş paraya çalıştığı halde, Kayserispor'un düzlüğe çıkması için 1 lokma ekmeğinin parasını Kayserispor'a ayırmışken o paraya göz diker haram olsun.
Ama gelelim esas olaya. Ali Kaynar'ın zimmetine para geçirdiği iddia edilen dönemde Ali Çamlı'da yönetimdeydi.
Ve o dönem bu olaylara ses etmeyen Çamlı'nın olayları bilmiyorsa yaptığı yöneticilik, yok biliyordu da sustuysa yaptığı din adamlığının verdiği terbiye ve ahlak lekelenmiş oldu.
