Doğal ve kırsal güzelliklerinin yanı sıra hem tarihi hem de insani zenginlikleriyle bir dönem Osmanlı'nın kalelerinden birisi olan Kayseri'nin parayla özdeşleşen hali, zamanla adına ''Ticaretçi'' denilen halleriyle şimdi neredeyse mide bulandıran bir hal almaya başladı.
Her karışında zenginlik ve doğal güzellikler olan güzelim kenti, bir uçtan bir uca parsel parsel kaplayan şirketler hem insan sağlığını, hem ekolojik dengesi bozarken yetinmeyip durumu daha da abartır hale geldiler.
Şimdilik sadece bildiklerimiz olan Develi'de ÖKSÜT MADENCİLİK, Pınarbaşı’nda COD ENERJİ ve yakında kurulacak olan ERCİYES PATLAYICI..
Öksüt Madencilik, Develi'nin önce tarımını, sonra da canlılarını yok etmeye başladı.
Doğaya, çevreye ve hele de insan sağlığına verdiği zararlar nedeniyle kapatılan Öksüt Madencilik, şimdilerde sadece ufak bir revizyon ile yeniden faaliyet göstermeye başladı.
Develi halkından bazı vatandaşların tepkilerini görmezden gelen Öksüt Madencilik, siyasetin gücünü de kullanarak, hiç bir şey olmamış gibi yeniden aynı tehlikelerle halkı karşı karşıya getirme riskini para kazanma arzusu için yok saydı.
Bugün Develi ve zamanla Yahyalı ve daha da zamanla Kayseri'nin merkezine kadar yayılması muhtemel bir zehri yeniden solutmaya başladı.
Hepimizin gururu olan Kayserispor'un maddi sıkıntılarını fırsat bilerek, bazı özel isimlerle kapalı kapılar ardında yapılan görüşmelerin ardından yapılan ve hatta bunu da dillendirmeden halleden Öksüt Maden'in verdiği iddia edilen 3 Milyon Dolar yani 90 Trilyona karşılıkmışçasına bir anda kapılarını yeniden açtı.
Sanki o kadar kişinin vücudunda çıkan zehir Öksüt'ten değilmişçesine.
Kayserispor'un varlığını sürdürebilmesi için gerekli paranın önemli bir payını tek seferde ödeyen Öksüt'ün buna karşılık ödettirdiği diyet, çok değil bir kaç yıl içinde minik bedenlerin kanlarında, vücutlarında belirmeye başlayabilir.
Bir kaç kendini bilmez yöneticinin borçlandırdığı Kayserispor'un ödemelerini insan ve hatta minik minik çocukların bedenlerine işlemek suç değil de ne ki?
Sadece bunlar değil ki beni korkutan, aklının almadığı cevapsız sorular.
Açılan dava ne oldu? Sonuçlandı mı ?
Hangi yol izlenerek iptal edilen ruhsat yenilendi?
Kurşun ve civa’nın yanı sıra ağır metal zehirlenmeleri için geçmişten günümüz arasında ne gibi değişim oldu?
İşçilerden artık Kan ve İdrar örneği alınıyor mu ?
İşçilerin sağlığı için yeterli tedbir alınıyor mu?
Neden Kayseri’de ve hatta Develi’de bu kadar ısrar ediliyor?
Bu sorularda Öksüt’ün benin aklımda oluşturduğu ve bir çırpıda yazdığım sorulardan bazıları.
Öksüt cephesinin, tıpkı Kayserispor’a maden ocağının açılmasına karşılık 3 Milyon Dolar verdiği iddialarına sessiz kaldıkları gibi bu sorulara da sessiz kalacaklarına eminim.
Ama midemi bulandıran bu konuyu enine boyuna irdelemeye de devam edeceğim.
Önce Öksüt, sonra COD ve ardından da Erciyes Patlayıcı.
Kayseri’nin en güzel topraklarını zehirlerle dolduran bu şirketleri tek tek irdelemeye ve çocuklarımızı gelecekte bekleyen zehirler sızıntılarından arındırmak için üzerime düşeni yapacağım.
